Türk Telekom Röportajı
1. Startup olma yolculuğunuza başlama sürecinizden bahsedebilir misiniz?
2017 yılında Enes New York merkezli iBrush 365 ile görüşmeler yapıyordu. Markanın çıkaracağı yeni diş fırçası için hem kurumsal kimlik, branding çalışmaları hemde pazarlama ile ilgili çalışmalar sonucunda ürünü global kitlesel fonlama platformlarından Kickstarter üzerinde fonlamaya başladı. Fonlanma 30 gün içerisinde başarıyla tamamlandı. Türkiye’den yönetilen ve Kickstarter’da fonlanan ilk diş fırçası markası olmayı başardı. Fonlanmanın sonucu olarak marka birçok sitede haber yapıldı ve küçük pazarlama bütçesine rağmen $500.000’lık görünürlük elde etti.
Muutea
Başarı hikayelerinden bahsederken başarısızlıklardan da bahsetmek gerekir diye düşünüyoruz. Nihayetinde başarısızlıklar bizi başarıya ulaştıran basamaklardır.
iBrush 365 kitlesel fonlama çalışmasından sonra Türk çayını Avrupa ve Amerika’ya tanıtmak istedik ve bunun için Muutea markasını çıkardık. Muutea farklı paket tipleriyle sağlıklı yaşamı destekleyen ve aynı zamanda birbirini tanımayan insanların sohbet başlatıcı olarak kullanabileceği, arkadaşlıkların doğmasını sağlayacak bir pazarlama planı vardı.
Tüm çalışmalar tamamlanmıştı ancak 2017 Temmuz ayında ülkece içinden geçtiğimiz zorlu bir döneme girdiğimiz için gereken ilgi ve alakayı gösteremedik. Fonlanmayan bir proje olarak rafa kaldırmak durumunda kaldık. Fakat bu işbirlikleri bizi Pollective’in yolculuğuna hazırlamış oldu.
2. Türk Telekom Pilot’la hangi vasıta ile tanıştınız? Nasıl katkıları oldu?
Türk Telekom ile eski bir pilot girişimcisinin referansı ile tanıştık. Pollective yazılım süreci devam ederken fikrimizi valide etmek sektörden isimlerin fikrini almak için başvurduk ve 600 girişim arasından ilk 11’e kalmayı başadık. TT Pilot hibesi ile 13 Haziran 2018 tarihinde şirketleştik tam zamanlı olarak Pollective üzerine çalışmaya başladık. Aldığımız mentorluklar sayesinde fikrimiz ile ilgili detayları netleştirme stratejimizi son haline getirme şansı yakaladık. Güzel bir networke sahip olduk ve Santral’in açılması ile birlikte de çok keyifli bir ofis alanımız oldu.
3. Bizlere Pollective’den bahsedebilir misiniz? Hizmet alanlarınız nelerdir?
Pollective yeni nesil araştırma ve pazarlama platformu. Anlamlandırılmış datayı herkes için ulaşılabilir hale getirmek ve genelde tek tarafın faydasına ilerleyen içgörü pazarını çift taraflı hale getirmek amacı ile yola çıktı. Son kullanıcının da araştırma oluşturup yayınlayabileceği, yaş cinsiyet lokasyon verilerine ulaşabileceği ve araştırmaya katılan herkesin de bu verilerden yararlanabileceği bir sistemdir.
Markalara ise zamandan ve iş gücünden tasarruf edebilecekleri, araştırmalarını dakikalar içinde hazırlayıp yayına alabilecekleri, ön segmentasyon ile nokta atışı hedef kitleye ulaşıp saatler içinde sonuç alabilecekleri bir sistematik sunar.
Markalar, modern kullanıcının ve pazarlamacının farklı cevap alma yöntemleri (Yazılı çoktan seçmeli, Resimli çoktan seçmeli, Açık uçlu vb.) ile ihtiyaca yönelik araştırmalar hazırlayabiliyor. Kısa bir süre içerisinde araştırmanın hazırlanabilmesi için geliştirilen UI/UX ve altyapı, kullanıcının belirlediği hedef, süre doğrultusunda sadece istenilen yaş, cinsiyet, lokasyon ve seçilen detaylı segmentasyondaki personalara iletiliyor bu şekilde her kullanıcı kendisine ait bir akışa ve ilgi alanına giren araştırmalara cevap verirken marka da ilgili kişilere ulaşabiliyor.
Kazanımı iki taraflı hale getiren sistematiği ile araştırmalarda içgörülerini paylaşan kullanıcılar marka/araştırmacı tarafından belirlenen “Poly” miktarı ile ödüllendiriliyor. Poly, kullanıcı tarafından istediğinde banka hesabında lokal para birimi ile transfer edilebiliyor ya da Pollective içerisinde listelenen STK’lardan birine (Hayvan barınakları, TEMA vb.) bağış olarak aktarılabiliyor.
4. Rakip firmalar sektörünüz var mı, sizleri onlardan farklı kılan şeyler varsa nelerdir?
Pollective SaaS bir platform olarak araştırmayı herkese erişilebilir kılmayı hedefliyor. Kendi kitlesi sayesinde araştırmayı hızlı ve güvenilir bir hale getiriyor.
Kobiler, Startuplar, bireysel kullanıcılar ve büyük hacimli firmaların belli dönemlerde değil, her hafta — her gün tüketicileri ile birlikte karar almasını kolaylaştıracak yöntemler arıyor. Son kullanıcıya en detaylı veriyi paylaşan ve freemium yapısı ile rakiplerinden ayrışıyor.
5. Başarı hikayelerinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
Haziran 2018 — Aralık 2019 tarihleri arasında Pollective, Türk Telekom Pilot ile birlikte İTÜ Çekirdek, Kuveyt Türk Lonca Hızlandırma Programı ve Endeavour Startup Campus programlarını kazandık ve İTÜ Çekirdek’te finale kalan 70 girişimden biri arasına girdik. Biri tamamiyle yurtdışında hizmet evren diğeri Amerika bağlantılı iki hızlandırma programına daha kabul edildik fakat zamanlaması bizim için uygun olmadığı için onları kabul etmedik. Yayına çıktığımız 26 Temmuz 2019’da ilk 4 gün içinde 2000’den fazla kullanıcı edindik ve 6 ay gibi kısa bir sürede 15.000’den fazla kullanıcı ve 100.000’den fazla cevap aldık.
6. Girişimciliği tek bir kelime ile ifade edecek olsanız nasıl tanımlardınız?
EK: Tell’em All
HK: RollerCoaster
7. Girişimcilik dünyasında Pollective’i farklı kılan nedir?
Yenilikler üzerinden konuşan ve hayal etmekten korkmayan, güvenilir ve çalışkan bir ekip en temel değerlerimiz arasında yer alıyor. Başarılı da olabilirsiniz başarısız da ama her ikisi karşısında nasıl davrandığınız bu yolda nasıl ilerlediğiniz önemlidir. Pollective kültürüne sahip olan her bir ekip üyesi; güvenilir, iş odaklı, dürüst ve iletişime açıktır. Detayların ve tasarım odaklı olmanın önemini bilir ve buna göre hareket edip yaptığı her işte mükemmelleşmeye çalışır. Biz bu kültürü ekibimize katılan her arkadaşımıza ve çevremize açılıyor, öğretiyoruz.
Mesela herhangi bir Pollective ekibi üyesi asla geç kalmaz, bunun karşısındakinin zamanına saygısızlık olduğunu bilir, olur da geç kalacak olursa muhakkak haber verir 🙂
8. Girişimci olmak isteyenlere neleri tavsiye edersiniz? Veya neleri yapmamalarını önerirsiniz?
Girişimciliğin uzun ve zorlu bir yol olduğunu ve bu süreçte çok çalışmaları gerektiğini bilerek bu işe girmeliler. Herhangi bir akşamda ya da hafta sonunda çalışmıyor olmak sizi vicdan azabına sürükleyebilir. Bu yolda düşündüğünüzden çok daha fazla şey öğreneceksiniz bu sebeple asıl önemli olanın bu yolculuğun kendisi olduğunu hiçbir zaman unutmayın. Fikrinizin çalınmasından değil, onu duyuramamaktan korkun.
Yola çıkarken sadece bir fikrim var deyip buna güvenmeyin nice fikirler bu yolda ilgisizlikten yok oldu ya da fikrim çok orjinal değil diye üzülmeyin Google’da 19. arama motoruydu.
Fikrinizi hayata geçirmeden önce pazarınızı, rakiplerinizi iyice araştırın; mümkünse hedef kitlenizin ürününüze ihtiyacı olup olmadığını çevrenizdekilere sorarak ya da Pollective üzerinden test edin. Nasıl doğru soru sormanız gerektiği ile ilgili araştırma yapmanız daha doğru sonuçlar almanızı sağlar. İş modeli tablolarını uygulamaktan ve onlar üzerine düşünmekten çekinmeyin. Girişimcilik, yeni bir fikir üretmek var olan bir pazara var olan bir ürünü işe yarayacağı kanıtlanmış modeller ile sunmaktan çok daha farklıdır. Bolca deneyin, bolca yanılın ama yanılmalarınızdan ders almayı unutmayın.
Röportaj Tarihi: 24.02.2020
Hatice Kulak, Co-founder + Marketing
Enes Keskin, Co-founder + Designer